-
1 تعديل
تَعْدِيل1. kalpAnlamı: bir durumdan başka bir duruma çevirme, dönüştürme2. çevirimAnlamı: çevirme işi3. tadilatAnlamı: değişiklik4. tadilAnlamı: değişiklik5. tebdilAnlamı: değiştirme6. değişiklik7. becayişAnlamı: yer değiştirme -
2 تغيير
تَغْيِير1. kalpAnlamı: bir durumdan başka bir duruma çevirme, dönüştürme2. çevirimAnlamı: çevirme işi3. değişiklik4. becayişAnlamı: yer değiştirme -
3 مبادلة
مُبَادَلَة1. kalpAnlamı: bir durumdan başka bir duruma çevirme, dönüştürme2. kliringAnlamı: dış ticarette mal takası3. mübadeleAnlamı: değiş, değiş tokuş4. trampaAnlamı: değiş tokuş5. takasAnlamı: mal ile mal değiştirme6. değişim7. becayişAnlamı: yer değiştirme -
4 قلب
IقَلَبَevirmekAnlamı: döndürmek, çevirmekIIقَلْب1. iç yüzAnlamı: herkesçe bilinmeyen, künh2. kalpAnlamı: bir durumdan başka bir duruma çevirme, dönüştürme3. çevirimAnlamı: çevirme işi4. midiAnlamı: orta5. evinAnlamı: bir şeyin içindeki öz, lüp6. gönülAnlamı: sevgi, istek gibi kalpte var sayılan duygu kaynağı7. kalpAnlamı: temiz kanı vücuda dağıtan organ, yürek8. kalbAnlamı: yürek, gönül9. averajAnlamı: ortalama, sayı farkı10. antitezAnlamı: karşı sav11. başkalıkAnlamı: değişik olma durumu12. yürekAnlamı: kalb13. özAnlamı: bir kimsenin benliği14. can eviAnlamı: yüreğin altındaki bölge, en duyarlı yer15. değişim16. becayişAnlamı: yer değiştirme17. cevherAnlamı: bir şeyin özü -
5 إحلال
إِحْلال1. kalpAnlamı: bir durumdan başka bir duruma çevirme, dönüştürme2. değiş3. becayişAnlamı: yer değiştirme -
6 استعاضة
اِسْتِعاضَة1. kalpAnlamı: bir durumdan başka bir duruma çevirme, dönüştürme2. değiş3. becayişAnlamı: yer değiştirme -
7 انتقال
اِنْتِقال1. geçişAnlamı: herhangi bir durumdaki değişme, intikal2. intikalAnlamı: bir yere geçme3. alavereAnlamı: elden el geçme4. nakil5. transferAnlamı: bir yerden başka yere götürme6. becayişAnlamı: yer değiştirme -
8 تبدل
Iتَبَدَّلَ1. değişmekAnlamı: mübadele etmek2. fark etmekAnlamı: değişmek, başkalaşmak3. dönüştürmekAnlamı: dönüşmesini sağlamak, tahvil etmek4. dönüşmekAnlamı: bir biçimden, başka bir biçime girmek5. değişmekAnlamı: başka bir biçim veya duruma girmek, tahavvül etmekIIتَبَدُّل1. varyasyonAnlamı: çeşitleme, değişim2. transformasyonAnlamı: dönüşüm3. kalpAnlamı: bir durumdan başka bir duruma çevirme, dönüştürme4. dönüşümAnlamı: tahavvül, inkılâp, transformasyon5. mutasyonAnlamı: değişinim6. başkalıkAnlamı: değişik olma durumu7. devirAnlamı: sürekli ve düzenli değişme, çevirme8. değişim9. becayişAnlamı: yer değiştirme -
9 تبديل
تَبْدِيل1. varyasyonAnlamı: çeşitleme, değişim2. kalpAnlamı: bir durumdan başka bir duruma çevirme, dönüştürme3. çevirimAnlamı: çevirme işi4. tadilAnlamı: değişiklik5. keşiklemeAnlamı: almaş, münavebe6. tadilatAnlamı: değişiklik7. münavebeAnlamı: nöbetleşme, kesikleşme8. deplasman9. hamle10. değişim11. keşikAnlamı: sıra, nöbet12. becayişAnlamı: yer değiştirme -
10 تناضح
تَنَاضُحozmosAnlamı: geçişme, yer değiştirme -
11 تنافذ
تَنَافُذozmosAnlamı: geçişme, yer değiştirme
См. также в других словарях:
yer değiştirme — is. 1) Bir yerden başka bir yere gitme, tebdilimekân 2) dbl. Göçüşme 3) kim. Laboratuvarlarda gazları toplamakta izlenen yöntem … Çağatay Osmanlı Sözlük
yer — is., gök b. 1) Dünya 2) Bir şeyin, bir kimsenin kapladığı veya kaplayabileceği boşluk, mahal, mekân İzinsiz bir yere gitmek ne haddime? M. Ş. Esendal 3) Gezinilen, ayakla basılan taban Ayıp bir şey gördü mü kulaklarına kadar kızarıyor, gözünü… … Çağatay Osmanlı Sözlük
değiştirme — is. Değiştirmek işi, tebdil, tahrif Birleşik Sözler kabuk değiştirme şekil değiştirme yer değiştirme … Çağatay Osmanlı Sözlük
TEBDİL-İ MEKÂN — Yer değiştirme … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
intikal — geçme; geçirim; nakil; birinden diğerine geçme; yer değiştirme; el değiştirme bir mal üzerindeki tasarruf hakkının kanun ile belli kimselere geçmesi … Hukuk Sözlüğü
göçüşme — is., dbl. Bir kelime içinde birbirini izleyen iki ünsüzün yer değiştirmesi, ünsüz göçüşmesi, yer değiştirme, metatez: çömlek > çölmek, yalnız > yanlız, kibrit > kirbit vb Birleşik Sözler uzak göçüşme yakın göçüşme ünlü göçüşmesi ünsüz… … Çağatay Osmanlı Sözlük
becayiş — is., Far. becāyiş Karşılıklı yer değiştirme Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller becayiş etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
geçişme — is. 1) Geçişmek işi 2) biy. Yarı geçirgen bir zarla birbirinden ayrılmış iki sıvının karşılıklı geçerek birbirine karışması 3) fiz. Yarı geçirgen bir çeperin iki yanına yerleştirilmiş, derişikliği farklı iki sıvıdan oluşan yer değiştirme olayı,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
göçebelik — is., ği 1) Göçebe olma durumu 2) top. b. Bir toplumsal birliğin, yaşamak için gerekli kaynakları elde edebilmek üzere düzenli aralıklarla yer değiştirme geleneğinde veya alışkanlığında olması Birleşik Sözler yarı göçebelik … Çağatay Osmanlı Sözlük
kimya göçümü — is., biy. Bir hücreli varlıklarda, kimyasal maddelerin etkisi altında yanaşma veya uzaklaşma biçiminde görülen yer değiştirme durumu, şimiotaksi … Çağatay Osmanlı Sözlük
tebdilimekân — is., esk., Ar. tebdīl + mekān Yer değiştirme Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller tebdilimekânda ferahlık vardır … Çağatay Osmanlı Sözlük